3 Kasım 2024

Başkan Vahap Seçer: “Depremden etkilenen 11. il Mersindir”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Halk TV ekranlarında Gazeteci Senem Toluay Ilgaz hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programına katılarak Büyükşehir’in deprem bölgelerinde gerçekleştirdiği ve Mersin’e gelen afetzedelere yönelik çalışmalarını anlattı.

 

Deprem bölgesinden kaç kişinin geldiği yönündeki soruya yanıt veren Başkan Seçer, “Tahmini rakamlar söyleyebilirim. Bir kısmı kayıt altına alınıyor ama bir kısmı da kayıt altına alınmadan şehre gelebiliyor. Akrabalarının yanına gelebiliyor ama Valilik tarafından kayıt altına alınanlar da var. Dolayısıyla çok resmi bir kayıt yok. Tahmini 250 bin var. Mersin, 10 ilin dışında depremden dolaylı ama en yoğun etkilenen 11. il oldu. Depremden etkilenen aslında 10 il değil. Yıkım olarak 10 il etkilendi ama depremin komplikasyonlarını da işin içine katarsanız depremden etkilenen 11. il Mersindir. Yani 11. il olarak bakmak lazım” dedi.

“Sayıyı kontrol altında tutma şansına sahip değiliz”

Deprem bölgesinden yerli halkın ve sığınmacıların geldiğini ifade eden Başkan Seçer, bunun etkilerini hem su tüketiminde hem de şehir trafiğindeki yoğunlukta hissettiklerini ifade ederek, şunları söyledi: “Zaten bizim yerli nüfusunuz 1 milyon 900 bin ama Suriyeli sığınmacılar, Ukraynalısı, Rus’u ya da Afganlısı, farklı nedenlerle, farklı statüyle burada olanları işin içerisine koyarsanız 2.5 milyon nüfusla karşı karşıya kalırsınız. Deprem dolayısıyla hem bizim vatandaşlarımız geliyor hem de o bölgede yine sığınmacı statüsünde olan insanlar buraya geliyor. Bir anlamda da bazıları planlı bir şekilde, devletin yetkili organları tarafından, ilgili kurumları tarafından geliyor. Bir kısmı da yine sığınmacıların da burada yaşayan akrabaları var, onlarla iletişime geçiyorlar, kendileri bağımsız olarak geliyorlar. Bu nedenle de sayıyı kontrol altında tutma şansına sahip değiliz.”

“Yeni bir şehir istiyorsanız Mersin’den daha iyi bir yer bulamazsınız”

Deprem bölgesindeki vatandaşlara seslenen Başkan Seçer, kendisine yeni bir yaşam kurmak isteyenler için Mersin’in çok uygun bir şehir olduğunu vurgulayarak “Yeni bir şehir istiyorsanız Mersin’den daha iyi, daha huzurlu, daha güvenli, daha gelişen, kalkınan bir yer bulamazsınız. Herkesi de Mersin’e davet ediyorum. Biz herkesi bağrımıza basarız, herkesin de yardımcısı oluruz. Orada kesinlikle bir sorun yok” dedi.

“Mersin’in zaten üzerinde bir yükü var”

Mersin’in 2011 yılından itibaren kayıt içi 260 bin, kayıt dışı olarak ise yaklaşık 400 bin sığınmacı statüsünde ki insana ev sahipliği yaptığının da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Başkan Seçer “Böyle bir durumda siz planlı olarak Mersin’e bir de o bölgedeki sığınmacı statüsündeki insanları getirirseniz Mersin bu yükü kaldıramaz, benim söylediğim budur. Ancak biliyorum ki sığınmacı statüsündeki depremzedelerin özellikle Orta Anadolu’daki illere kabul edilmediğini bu nedenle de ilk uğrak yeri olarak Mersin’e rahatlıkla ilgili kurumlar tarafından bakanlık tarafından geldiğini çok net biliyoruz ve bunu net olarak söylüyorum. Örneğin Orta Anadolu’daki bazı kentlere bunlar dağılabilir ama Mersin’in zaten üzerinde bir yükü var” diye konuştu.

“Mersin açısından artık kaldırılamaz bir durum olur”

Mersin’in yaklaşık 400 bin sığınmacının yükünü çektiğini dile getiren Başkan Seçer “Ama bunun üzerine eğer ki rakamsal olarak da çok abartılı rakamlarda insanları buraya sığınmacı statüsünde getirirseniz bu Mersin açısından artık kaldırılamaz bir durum olur. Ben bunun uyarısını yapmak istedim. Birkaç gün önce yaptım ama ne yazık biliyorum ki hala gelişler devam ediyor. Tren garına bakalım günlük gelen trenler içerisinde gelen depremzedelerin yarısı sığınmacı statüsünde yarısı da kendi vatandaşlarımız ya da özel arabalarla otobüslerle gelenlerin durumu kimlik bilgileri bunlardır” ifadelerini kullandı.

“Merkezi hükümet sığınmacılar ve göçle ilgili bir projeksiyon sunmak zorundadır”

Sözlerine “Kendi halkımız gelsinler, istiyoruz. Az önce de davetimi yaptım” diyerek devam eden Başkan Seçer şunları kaydetti: “Merkezi hükümet ve yerel yönetim olarak belediyeler, sığınmacılar ve göçle ilgili bir projeksiyon yapmak zorunda, hazırlığını yapmak zorunda. Buna STK’ları da katarsınız, “Bu kent şu kadar süre içerisinde göç alacak bunun alt yapısını da yapalım” diye hazırlık içerisinde olursunuz. Gelecek günlerde kentinizde bir kriz olmasını, oluşmasını önlemiş olursunuz. Hesapsız kitapsız bir işlem yapılmasını arzu etmem. Ben kentin belediye başkanıyım, Mersinin geleceğini istikbalini de düşünmek zorundayım, bu benim görevim.”

Başkan Seçer, fahiş fiyatlar konusunda ilgili bakanlıklara çağrıda bulundu

Deprem sonrası başta depremzedelerin yoğun olarak geldiği Mersin olmak üzere ülke genelinde kira artışlarına da tepki gösteren Başkan Seçer, ilgili bakanlıklara ve ev sahiplerine çağrıda bulundu. Fiyat artışlarının önüne geçebilmek için yasal bir düzenleme ve yaptırım uygulamasının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çeken Başkan Seçer, “Bunu bir takım yasal düzenlemelerle şu anda önleme yönünde bir gayret olmadı. Bunu kim yapacak? Başta Hazine ve Maliye Bakanlığı yapacak. Belki bir düzenleme yapılabilir. Ticaret Bakanlığı bu konuyla ilgilenebilecek. Ben Sayın Ticaret Bakanı ile görüştüm, ‘Bu konuda bir çalışma olabilir mi?’ diye. Aslında insanların kendilerinin vicdanına, insafına seslenmek lazım. Türkiye’de bir felaket var. 10 ilde milyonlarca insan mağdur olmuş. Bu kış günü aç, açıkta kalmış. Siz konut sahibi olarak vicdanlı, insaflı olmanız lazım. Bırakın fiyat artışını, fiyatlarda indirim yapmanız lazım. Deprem bölgesinden gelen ailelere ayrıcalık yapmamız lazım.” ifadelerine yer verdi.

Mersinlilere çağrı “Depremzedelerin yardımcısı olun. Onları bağrınıza basın lütfen”

Depremzede vatandaşlara herkesin elinden geldiğince yardımcı olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Başkan seçer, belediye başkanı olarak Mersin’in bu tip konularla anılmasının kendisini üzdüğünü söyledi. Başkan Seçer “Mersinliye yaraşan, buradan da vatandaşlarıma, konut sahiplerine sesleniyorum; Depremzedelerin yardımcısı olun. Onları bağrınıza basın lütfen. Onlara konutlarınızı makul fiyatlarla verin. Hatta indirimli verin. Zaten burada millet olma bilinci, şuuru zor günlerde ortaya çıkar. ‘Milletimizi, vatanımızı seviyoruz’ söylemleriyle değil gerçekten herkes üzerine düşeni yaparsa sorunu çok hızlı şekilde çözeriz diye düşünüyorum” diye konuştu.