3 Kasım 2024

Cumhuriyetin ve Atatürk’ün Kızları

Yonca YİĞİT Uzman Çocuk Gelişimci ve Aile Danışmanı

 

 

Cumhuriyetin ilanı, Türk toplumu için bir dönüm noktası olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen devrimler, sadece siyasi bir değişim değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün de habercisi olmuştur. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı 1923 yılı, kadınların toplumsal hayatta ve aile içinde daha görünür olmasının kapılarını aralamıştır. Atatürk, “Dünyada her şey kadının eseridir” sözüyle, kadınların toplumdaki yerinin ne denli önemli olduğunu vurgulamıştır .

Cumhuriyet, kadınlara birçok hak tanıyarak toplumsal cinsiyet eşitliği için büyük adımlar atmıştır. 1926’da kabul edilen Medeni Kanun ile kadınlar, erkeklerle eşit haklara sahip olmuş; boşanma, miras ve çocukların velayeti gibi konularda söz sahibi olma fırsatı bulmuştur. Kadınların eğitimine yönelik yapılan reformlar, genç nesillerin daha nitelikli bir eğitim almasını sağlamış; kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel alanda yer edinmelerine zemin hazırlamıştır.

1934 yılında, Türk kadınları seçme ve seçilme hakkına sahip olarak, siyasi arenada da yer almaya başlamıştır. Bu, yalnızca bir hak değil, aynı zamanda kadınların toplumsal hayattaki etkisini artıran bir dönüm noktasıdır. Atatürk’ün öncülüğünde gerçekleştirilen bu değişimler, kadınların sadece aile içerisinde değil, devlet yönetiminde de aktif rol alabilmelerini sağlamıştır.

Modern Türkiye, Atatürk’ün hedefleri doğrultusunda, kadınların toplumsal ve ekonomik yaşamda daha güçlü bir şekilde yer almalarını amaçlayan birçok proje ve politikayı hayata geçirmiştir. Kadın istihdamının artırılması, girişimcilik destekleri ve eğitim olanaklarının yaygınlaştırılması, kadınların güçlendirilmesi yönünde atılan önemli adımlardır.

Cumhuriyetle birlikte verilen haklar, yalnızca o dönemin kadınlarını değil, günümüzdeki nesilleri de etkilemiştir. Bugün, Atatürk’ün mirası üzerine inşa edilen modern Türkiye’de kadınlar, her alanda söz sahibi olmanın yanı sıra, toplumsal değişimin öncüsü olma görevini üstlenmektedir.

Sonuç olarak, bizler Cumhuriyetin ve Atatürk’ün kızları olarak, geçmişte kazanılan hakların bilincinde, geleceğe umutla bakan bir nesil yetiştirmenin sorumluluğunu taşıyoruz. Kadınların toplumdaki yeri, sadece eşitlik mücadelesi değil, aynı zamanda çağdaş bir Türkiye’nin inşası için elzemdir. Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda ilerlemek, biz kadınların en büyük gayesidir.