15 Ekim 2024

Erdoğan Toprak, Haftalık Değerlendirme Raporu Yayımladı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “Haftalık Değerlendirme Raporu” yayınlandı. İç Politika, Dış Politika ve Ekonomi başlıklarıyla hazırlanan rapor, kamuoyuyla paylaşıldı.

 ” ‘Adli yardım’ ödeneklerinin iktidar
kontrolündeki 2 No’lu barolara akıtılması hedefleniyor.”

İki yıl önce baroları bölmek için üye sayısı 5 binden fazla olan illerde ikinci baroların
kurulmasına yönelik yasayı çıkartan iktidar amacına ulaşamayınca bu kez yeniden
Avukatlık Yasası’nı değiştirme peşine düştü. Hiçbir barodan görüş ve öneri
alınmaksızın, gizli kapaklı şekilde hazırlanan bu değişiklikle baroların avukat
tahsisleri ve diğer işlemlerde hazineden aldıkları ‘Adli yardım’ ödeneklerinin iktidar
kontrolündeki 2 No’lu barolara akıtılması hedefleniyor. Avukatların stajyerlik
zorunluluğunu değiştirerek başka bir işte çalışırken avukatlık stajı yapma olanağı
getirmek isteyen iktidarın amacı kamudaki memur avukatların, iktidar emrindeki
avukatların çıkarlarını artırmak.
İstanbul ve Ankara’da kurdurulan barolar uzun süre 2 bin üye sayısına
ulaşamayınca, iktidar talimatıyla kamu kurumlarında görevli avukatlar, hazine
avukatları bu barolara üye olmaya zorlandı ve böylece zar zor 2 bin üye sayısına
ulaşıldı. Şimdi hazineden barolara yapılan Adli Yardım ödeneğinin dağıtılmasına
yeni usuller getirilerek, 3 bin, 4 bin üyeli Adana, Konya, Gaziantep, Antalya, Bursa
vb. barolara 2-2,5 milyon TL ödenek tahsis edilirken, 2400 üyeli İstanbul 2 No’lu
Baronun ödeneği 4 milyon liranın üzerine çıkartılıyor

“İktidarın valisi-savcısı Kadın Cinayetlerini Durduracağız
Platformu Derneği’ni kapatmak için dava açıyor!”

CB Erdoğan, şiddet ve cinayet mağdurlarının yakınlarını iftara davet ederken, aynı
gün İstanbul Valisi, Emniyet Dernekler Masası, yıllardır kadın cinayetlerini önlemek,
sorumluları ortaya çıkartmak için mücadele eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız
Platformu Derneği’nin kapatılması için savcılığa dava başvurusunda bulunuyordu.
Savcı da yıllardır kadınları sahiplenen, korumaya çalışan, cinayetlerin faillerinin
davalarına katılarak cezasız kalmamaları için çaba gösteren bu derneğin aile
birliğine ve ahlaka aykırı olduğu gerekçesiyle kapatılması için dava açtı. 2016’da
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan bir ihbar dilekçesini 6 yıl
sonra işleme koyan vali ve savcı, kadın cinayetlerini önlemek için mücadele eden
kadınları ahlaksızlıkla, teröristlikle suçlayan iddianamesiyle, dernek yöneticilerinin
yargılanmasını, derneğin feshedilerek kapatılmasını talep etti.

 

“İktidar, enflasyonla mücadele edeceğine enflasyondan söz edeni sopayla,
hapisle tehdit ediyor”

Her gün onlarca maddelik torba yasaları TBMM’den geçirirken, insanlık onuruna
aykırı, vahşi cinayetleri örtbas etmeye imkân sağlayan bir yasayı değiştirmek
yerine, o yasayı savunup arkasına sığınarak hukuktan, adaletten söz ediyor. Ülkeyi
yönetenler yüzleri bile kızarmadan, ‘Her şey hukuka uygun, yasayı uyguladık’
diyebiliyor! Yıllık enflasyon yüzde 140’ı aşarken yüzde 61,14 masalına inanmamızı
isteyebiliyor

Domates 25-30 TL, Et 100-140 TL, Dolmalık Biber 35-40 TL, Kuru
Fasulye 25-35 TL, 1 Litre süt 15 TL, vb. iken;
Market-Pazar alışverişinde 200 TL ile bir poşet dolmazken;
TÜİK’in enflasyon rakamlarına kim inanır? Bu verileri yayınlayan TÜİK’in güvenirliği
kalır mı?
İktidar ve ekonomi yönetimi artık gerçekleri gizleyemiyor. Bu nedenle
enflasyon rakamları kamuoyunda daha fazla kabul görmeye başlayan
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) başta olmak üzere doğruları yazıp-çizen,
halkı doğru veri ve analizlerle aydınlatan herkesi hedef tahtasına yerleştiriyor.
Bu yasakçı zihniyet; ülke için, kadınlar, çocuklar, gençler, mağdurlar,
mazlumlar, haksızlığa, adaletsizliğe uğrayan herkes için en büyük tehdit
olmaya devam ediyor!

 Varlık Fonu bünyesindeki kuruluşlar da dahil
olmak üzere ‘zarardaki kuruluşlara borç verme kalemi’ bir ayda yüzde 1033 arttı.

Mart ayında bütçe 69 milyar TL açık verdi. KKM hesapları için Hazine ve
Merkez Bankası tarafından ödenen yaklaşık 25 milyar liralık kur farkı, bütçe
açığını ve faiz giderlerini tetikledi. Varlık Fonu bünyesindeki kuruluşlar da dahil
olmak üzere ‘zarardaki kuruluşlara borç verme kalemi’ bir ayda yüzde 1033 arttı.
Tüm bunlar daha üçüncü ayda bütçenin iflasa gittiğini gösteriyor!
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı mart ayı ve ocak-mart dönemi bütçe
gerçekleşmeleri, iki ayda adeta ‘taşıma suyla’ fazla verdirilen bütçede denizin
bittiğini ve bütçe açığında yükselişe geçildiğini gösterdi. Mart ayında 68 milyar 972
milyon TL tutarında aylık bütçe açığı verilirken, ocak ve şubat aylarında fazla
verilmesi nedeniyle ocak-mart döneminde ilk çeyrek 30 milyar 809 milyon liralık
fazla ile geçildi. Şubat ayında 69 milyar 737 milyon TL aylık bütçe fazlasına karşılık
mart ayında neredeyse buna yakın tutarda açık verilmesi, nisandan itibaren bütçe
açığı dönemine geçildiğini, yılsonu için 2022 Bütçe Yasasında hedeflenen 278
milyar liralık açık tutarının ciddi ölçüde aşılacağını ortaya koyuyor.
Ocak ayında başta elektriğe yüzde 127, doğalgaza yüzde 25 oranında yapılan
zamların yanı sıra alkollü içkilere ve sigaraya yapılan yüzde 47 oranındaki ÖTV artışı
sayesinde bütçe fazlası verildikten sonra şubat ayında Merkez Bankası (MB) kârı ile
ihtiyat akçesinden yapılan aktarımın öne çekilmesiyle bütçeye 50 milyar TL para
ilave edilerek fazla verildi. Bu aktarımlar bittiği gibi martta Kur Korumalı Mevduat
(KKM) hesabında parasını tutanların ilk üç aylık vadelerin bitimi sonrasında ortaya
çıkan kur farkı ödemelerinin yaklaşık 25 milyar TL olarak hazineden yapılması 69
milyar liralık aylık bütçe açığını ortaya çıkartan en önemli etkenlerden birisi oldu.
KKM’ye geçiş sonrası ısrarla vurguladığım gibi hesabı olanlara aktarılan kur
farkından kaynaklı hazineye milyarlarca liralık ödeme yükü bindi!

“Fransa’da 24 Nisan’da ikinci turu yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk turda yüzde 25 oy alan Cumhurbaşkanı Macron ile yüzde 23 oy alan Aşırı sağcıfanatik Marine Le Pen yarışacak”

Fransa’da 24 Nisan’da ikinci turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri AB
ve NATO’nun geleceği yanında Rusya-Ukrayna savaşı açısından da büyük önem
taşıyor. Aşırı sağcı Marine Le Pen ile Cumhurbaşkanı Macron’un yarışacağı ikinci
turda Le Pen’in sürpriz yapması olasılığı, AB ve NATO’da tedirginlik yaratıyor. AB,
Rusya’ya karşı petrol yaptırımı kararını seçim sonuçlarını etkilememek için Fransa
seçimleri sonrasına erteledi!
Fransa’da 24 Nisan’da ikinci turu yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk
turda yüzde 25 oy alan Cumhurbaşkanı Macron ile yüzde 23 oy alan Aşırı sağcıfanatik Marine Le Pen yarışacak. Marine Le Pen’in AB ve NATO konusundaki
açıklamaları AB ve NATO’da tedirginlik yaratırken, ‘zenginlerin cumhurbaşkanı’
olarak adlandırılan Macron ise ikinci turda sola yanaşmaya mecbur kaldı.
Le Pen seçilmesi halinde Fransa’yı NATO’nun askeri kanadından çekeceğini ve
Rusya ile daha yakın iş birliği kuracağını söylerken, AB konusunda da Brexit tarzı bir
referandumun Fransa’da da yapılmasını, AB’nin üye ülkelerin yönetimlerine,
sistemlerine, ekonomilerine yönelik kararlarından bağımsızlığı ve AB ile daha
gevşek bağlılığı savunuyor.

Macron en ciddi adımı yenilikçi-dengeci solun adayı olarak öne çıkan ve ilk turda
yüzde 22 oy alarak ikinci tura kalmayı küçük bir farkla kaybeden Jean-Luc Lenechon
ile bir araya gelip, solun bazı taleplerini kabul ederek, kendisine destek için ittifaka
yönelerek attı.
Fransa Sosyalist Parti’sinin geleneksel yaklaşımından farklı tezlerle ortaya çıkarak,
eşitlikçi, ezilenlerin sesi ve ekolojik denge yanlısı bir sol vaat eden Melenchon
seçimi kaybetmesine rağmen popülaritesi ve desteği seçim sonrası Macron ve Le
Pen’in de önüne geçti.
Melenchon’un bu konuma gelmesi Macron’u solla ittifaka, sol seçmene yönelik
vaatleri gündemine almaya ve yeniden cumhurbaşkanı seçilirse Melenchon ile iş
birliğine ve iktidarı paylaşmaya razı olduğunu ilan etme noktasına getirdi.