6 Aralık 2024
1079394_620x360
Ramazan Kara

Anayasamızın, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili maddesinde “Bir kişi, 2 kez cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak -cumhurbaşkanı seçilmiş biri- görev süresini tamamlamadan, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, erken seçim kararı alırsa üçüncü kez aday olabilir” yazıyor.
Buna karşın; Cumhurbaşkanımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Seçimler, zamanında yapılacak ve Cumhur İttifakının cumhurbaşkanı adayı da benim. Bay Kemal, sen de aday mısın?” diye özetleyebileceğimiz şeyler söyledi.
Seçimler zamanında yapılacak olursa Yüksek Seçim Kurulu “Cumhurbaşkanımız, 2 dönem seçilip görev süresini tamamladığı için tekrar aday olamaz” diye bir karar vere(bile)ceği halde, cumhurbaşkanımızın “Ben adayım” açıklaması -adı konulmamış- bir Erken Seçim belirtisi mi? Yoksa; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Aday olduğunu” açıklamaya zorlamasının nedeni; Cumhur İttifakından kopan ve “Kemal Kılıçdaroğlu’ oy vereceğime sandığa gitmem ama Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu aday olursa oy verebilirim” diyen seçmenleri, yuvaya döndürmek mi?
Cumhurbaşkanımız, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, şimdiye kadar girdiği tüm seçimleri “Deniz Baykal mı, ben mi?” veya “Bay Kemal mi, ben mi?” türü söylemlerle kazandığı düşünülürse; “Bay Kemal mi, ben mi?” söylemini kullanarak, yeni bir seçim kazanabilme inancı ve erken seçim konusu var gibi?
Cumhurbaşkanımız, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ile girdiği seçim yarışında bile “Bay Kemal mi, ben mi?” kampanyası yürüttü.
Yeni bir “Bay Kemal mi, ben mi?” kampanyasına karşın; erken veya zamanında yapılacak bir seçimde, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanı seçilme olasılığı olur mu?
Cumhuriyet Halk Partisinin, laf ebeleri; keskin söylemleriyle, Sayın Kılıçdaroğlu’na oy verebilecek olan kararsız seçmenlerin oyunun kaçmasına neden olmazsa elbette seçilebilir.
Şu anda; tencereye girip aş olacak olan şeylerin ücreti, almış başını gidiyor ve Rahmeti Süleyman Demirel’in söylediği gibi “Tencerenin, götüremeyeceği iktidar yoktur” çünkü.
O nedenle; Cumhurbaşkanı adayının, kim olacağının vatandaş için fazla bir önemi kalmadı.
Muhalif, dürüst, aklı başında olan birinin rahatlıkla cumhurbaşkanı seçilebileceği bir zaman diliminde yaşıyoruz yani.
Dolayısıyla; Millet İttifakı bileşenleri -adları gündemde tutulan- Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener dışında -Belediye Başkanlığı seçimlerinde olduğu gibi- sürpriz bir aday çıkararak; hem belediyeleri kaybetmemiş olur, hem de seçimi kazanabilir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi için -Millet İttifakı bileşenleri- Büyükşehir Belediyesi başkanlarından biri aday olmadan Cumhurbaşkanlığını kazanamayacaksa hiç aday göstermesin daha iyi.
Buradan, “Büyükşehir belediyesi başkanları cumhurbaşkanlığını hak etmiyor veya başaramaz” sonucu çıkarmayın lütfen.
Ayrıca; Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem -İttifakı- bileşenlerinin tarif ettiği cumhurbaşkanlığı için Sayın Ekrem İmamoğlu, uygun bir aday değildir.
Getirilmek istenen sistemde; cumhurbaşkanı, siyasi polemiklere girmeyecek ve 1 kez cumhurbaşkanı seçildikten sonra köşesine çekilecek -bir bakıma, politik yaşamı bitmiş bir Ağır Ağabey olacak- çünkü.
Buna karşın; Sayın Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra köşesine çekilEmeyecek kadar genç ve birikimli biri…
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlarının, cumhurbaşkanlığı için adı geçerken “üç aşağı, beş yukarı” onlar kadar oy alabilecek -ve belediye başkanlığını kendi partisinden birine devredecek olan- Eskişehir ve Aydın Büyükşehir Belediyesi başkanlarının adı, neden geçmez?
“Sayın Yılmaz Büyükerşen’in yaşı, seksene dayandı” dediğinizi duyar gibi olduğum için “Getirilmek istenen Parlamenter Sistemde; cumhurbaşkanı, hükumetin başı değil devletin başı olarak; iş yapıp yorulmak yerine, iş yapanlara ağabeylik yapacak biri olacağı için yaşından çok birikimi önemli” derken, yukarıda da yazdığım gibi “Ben, belediye başkanlarının, cumhurbaşkanlığına aday olmasına karşıyım”
Öyleyse; Millet İttifakı bileşenlerinin, cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?
Sayın Ahmet Davutoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini ve kendisi veya istediği biri aday olmazsa Altılı Masayı, beşe düşürme olasılığı yüksek olmasına karşın; o masanın, ortak cumhurbaşkanlığı adayı, Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak ve büyük olasılıkla, seçimi kazanacak gibi.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığına aday olur ve Alevi kimliği ile yıpratılmak istenirse daha önce “Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa sandığa gitmem” diyen kesimin oyunu alır çünkü.
Cumhuriyet Halk Partisinde; genel başkan yardımcısı, grup başkanvekili veya milletvekili olan birkaç kişinin “Genel başkanlarının, cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklama” şovu gibi algılanan söylemleri, İstanbul mitinginin, gerektiği gibi konuşulmasının önüne geçmişti.
O durumdan, gönlünden “Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı olmayı” geçirdiğini sandığım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da rahatsız olmuştur ve hem Altılı Masayı bir arada tutmak, hem de aday gösterilip seçimi kazanabilmek amacıyla, gerekli uyarıları yapmıştır.